24 Eylül 2014 Çarşamba

Bebekleri hastalıklardan koruma

Tatil havasından çıkıp giderek daha fazla sosyal olduğumuz sonbahar aylarında çocukları, özellikle de bebekleri pek çok hastalık bekliyor. Onları bunlardan korumak çok önemli, çünkü bağışıklık sistemi henüz tam olarak güçlenmemiş bir bebek için bu mevsimde yaygın olan grip, nezle, zatürree, bronşit gibi enfeksiyonlar hayati tehlikeye yol açabiliyor. 

Sadece bebekler değil, yakında okula başlayacak ve “mikroplarla iç içe” olacak çocuklar da risk altında. Burada anne-babalara büyük görev düşüyor. Çocuklarını hastalıklardan, soğuk hava koşullarından, kirli ortamlardan korumak için bağışıklık sistemlerini doğdukları günden itibaren mümkün olduğu kadar güçlendirmeliler. Nasıl mı? Tabii ki başta anne sütüyle.

“Bebekler rüzgardan korunmalı çünkü hemen üşütürler”
  • Sonbahardaki ani hava değişiklikleri nedeniyle yaz, kış ve bahar giysileri bir arada tutulmalı. Bebekler mutlaka iki kat giydirilmeli, gerektiğinde fazla giysiler çıkarılmalı. Ayrıca aileler bebekler için yanlarında bir koton hırka, bir de ince battaniye taşımalı. Bebekler özellikle rüzgardan korunmalı. Eğer terliyse hemen üşütür.
  • Grip virüsü İnfluenza dışında bu mevsimde Koksaki virüsü de yaygın. Bu, ağızda yaralar yapıyor. Kusma ile başlıyor, ishal, öksürük ve yüksek ateş yapabiliyor.
  • Çocuklar sebze-meyve ağırlıklı beslenmeli. Özellikle elma, muz, ananas bağışıkılık sistemini güçlendiriyor. Balık, ceviz ve fındık yemek de önemli. Mikrodalga kullanılmamalı. Yemekler buharda pişirilmeli. Ayrıca spor çok önemli. Ben dördüncü aydan itibaren spor yaptırıyorum. Genellikle 5-6 yaştan sonra başlanabilir. Yüzmeye 3,5-4 yaşında bile başlanabilir.
  • Kışın evler sık sık havalandırılmalı. Yerler temizlenirken suyun içine bir miktar çamaşır suyu eklenmeli. Ayakkabıyla eve girilmemeli. Eve girer girmez eller yıkanmalı. Giyimden spora kadar önlem alınmalı.


“Aşılar düzenli olarak yaptırılmalı”
  • Soğuk hava vücudun direncini düşürüyor. Dolayısıyla bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığı artıyor. Bu mevsimde en sık üst solunum yolu enfeksiyonlarına yani soğuk algınlığı ve gribe rastlıyoruz. Bunlarda grip aşısı faydalı olabilir. Bir de antibiyotikle tedavi ettiğimiz kısaca “beta” dediğimiz boğaza yerleşen bir bakteri türü var. Bu, bademcik iltihabı gibi hastalıklara yol açar, bulaşıcıdır.
  • Gripte bol sıvı alımı önemli. Ateş düşürücü de kullanılabilir. Ancak asıl ürkütücü olan domuz gribi. Okulların açılmasıyla birlikte bunun artacağından ve kışın daha ağır seyredeceğinden korkuluyor. Buna karşı yakında bir aşı piyasaya çıkacak.
  • Üst solunum yolu hastalıkları alt solunum yolu hastalıklarına, mesela bronşit ve zatürreeye de dönüşebiliyor. Zatürree aşısını da düzenli olarak yaptırmak lazım.
  • Hijyene çok dikkat edilmeli. Öpüşme olayından vazgeçmeli. Bebek illaki öpülerek sevilmez. Tokalaşmak bile riskli. Tokalaştıktan sonra eller yıkanmalı. Mikrop asıl ellerde yuvalanıyor çünkü.


“Bebekler doğadan kopuk büyütülmemeli”
  • Bebekler bu aylarda genellikle çok sıkı giydirilir. Oysa biz soğuktan değil, ani hava değişikliklerinden ve rüzgardan korkuyoruz. Çocukların üşüyüp üşümediğini anlamak için özellikle de ense ve koltukaltına bakılmalı. Genellikle avuç içine ve burnuna bakılır, oysa bu yanlış. Giysilerde ise en sağlıklı kumaşlar ipek, pamuk ve yün.
  • Bebekleri aşırı korumak yanlış. Bugünkü çocuklar aşırı steril ve doğadan kopmuş vaziyette yaşıyorlar. Bu da bağışıklık sistemlerinin gelişmemesine ve sık hastalanmalarına yol açıyor. İlk aylar bu hataları yapıp 3 yaşından sonra doğaya salmak da bir işe yaramaz. Çocuk doğar doğmaz doğayla uyumlu olmalı.
  • Çocukları hastalıklardan korunmak için hijyen ve dengeli beslenme çok önemli. Özellikle kansızlık bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu aylarda C ve B vitaminleri önemli. Çocukları, özellikle de bebekleri hastalıklardan korumak için öksüren hapşıran kişilerse mutlaka maske takmalılar.

HASTALIKLARDAN KORUNMA YOLLARI

Alınacak bazı temel önlemlerle birçok hastalıktan korunmak mümkündür. Özellikle alınacak bu önlemler soğuk algınlığının ve gribin yaygın olduğu soğuk kış aylarında ve sonbaharda daha önemli hale gelmektedir. Aşağıda hastalılardan korunmak için alınabilecek önlemleri bulabilirsiniz.
1. Elleri yıkamak: Ellerin yıkanması hastalıklardan korunmak için en temel kurallardan birisidir. Ellerin temiz tutulması virüslerin de vücudumuzdan uzak durmasına yardımcı olacaktır. Ellerin sık sık yıkanmasında fayda vardır. Çünkü virüsler ellerimiz yoluyla ağızdan bize ve bizden de başka insanlara yayılırlar. Yemeklerden önce eller mutlaka yıkanmalıdır. Eller sabun ve sıcak suyla iyice yıkanmalıdır. Ayrıca dışarıdan eve girildiği zaman ilk yapılacak şey ellerin yıkanmasıdır.
Her gün ellerimiz kağıt ve demir paralara değmektedir. Paralardaki mikroplar had safhadadır. Tüm bunları dikkate aldığımızda elerin sık sık yıkanması gerekir. Ayrıca ellerin ağız, yüz ve göz bölgesinden uzak tutulması gerekir. Ailedeki tüm bireyler ve özelikle çocuklar bu konuda bilinçli olmalıdırlar.
2. Ev temizliği: Evde sık kullanılan yerler özellikle dezenfekte edilmelidir. Kapı kolları, masa üstleri, bilgisayar klavyeleri, telefon, elektrik düğmeleri ve evde paylaşılan diğer şeyler mutlaka dezenfekte edilerek temizlenmelidir. Bunun için virüs öldürücü dezenfektanlar kullanılabilir. Ya da su içine çamaşır suyu koyularak gerekli temizlik işlemi yapılabilir.
Ayrıca yemek yerken kullanılan çatal, bıçak ve tabakların başkası tarafından paylaşılmaması ve bunların sıcak ve sabunlu suyla iyice yıkanması gerekir.
3. Grip aşısı olmak: Grip mevsiminde virüslere karşı koruma sağlamak için tüm aile bireylerinin grip aşısı olmalarında fayda vardır. Okulda, işte ve kalabalığın olduğu her yerde virüsler kolayca insandan insana geçebilmektedir. Okul çağındaki çocuklara ise 6 yaşından itibaren grip aşısı yaptırılabilir. Dolayısıyla her yıl grip mevsiminde ( ekim-kasım aylarında ve hatta daha erken olabilir ) grip aşısını olmak grip ve soğuk algınlıklarına karşı büyük oranda koruma sağlayacaktır.
4. Evde sigara içmek: Evde sigara içilmesi özellikle çocuklar için oldukça risklidir. Sigara dumanı çocuklarda solunum problemleri riskini artırarak daha fazla soğuk algınlığı sorunları yaşamalarına sebebiyet verir. Evde sigara dumanına maruz kalmayan çocuklarda soğuk algınlıkları, sigara dumanına maruz kalan çocuklara göre daha az görülmektedir.
5. Öksürmek ve hapşırmak: Öksürürken ve hapşırırken mutlaka kol bükülerek ağız ve burun kısmı kolumuzla kapatılmalıdır. Öksürürken ağız ve burun elle kapatılmamalıdır. Bunu evdeki tüm aile bireyleri uygulamalıdır. Çocuklara da bu öğretilmelidir. Eğer elle kapatılacak olursa öksürük veya hapşırıktan sonra eller sıcak ve sabunlu suyla iyice yıkanmalıdır.
6. Hasta kişilerden uzak durmak: Hem kendimizi hem de çocukları soğuk algınlığı veya grip geçiren kişilerden zak tutmak gerekir. Bu tür hastalıların başkalarının kaptığı virüsten bulaşabileceğini unutmamak gerekir. Dolayısıyla bu tür hastalık geçiren kişilerden mümkün odluğunca uzak durmak ve hatta özellikle grip mevsiminde kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmamak gerekir. Eğer grip ve soğuk algınlığı belirtileri var ise evde iyice dinlenmek de oldukça önemlidir.
7. Güçlü bağışıklık sistemi: Özellikle bebeklerin emzirme döneminde mutlaka anne sütü ile beslenmesi ( en az 6 ay ) bebeklere grip gibi hastalıklara karşı koruma sağlayacaktır. Anne sütündeki antikorlar mikroplara karşı bebekte direnç oluşturacaktır. Ayrıca anne sütü bebeğin bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir.
Daha büyük yaştaki çocuklara ise mutlaka dengeli bir beslenme programı uygulanmalı, onlarında egzersiz yapmalarını sağlamalı ve uyku düzenlerine dikkat etmelidir. Çocuğun uykusunu iyice almış olması önemlidir.

Hiç yorum yok: