Soğuk havalarla birlikte çocuklarda kış hastalıklarının görülme sıklığı da artıyor. Uzmanlar, bu durumu sadece soğuklara bağlayıp önemsememenin yanlış olduğu, kış döneminde çocuklarının beslenmesine daha çok dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.
Çocukların hastalıklarla mücadelesinde besinlerin koruyucu kalkan rolü oynadığını belirten Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, kış dönemlerinde çocukların beslenmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında şu bilgileri verdi:
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN YUMURTA “Vücudun savunma sistemini güçlendirmede en önemli rolü A vitamini üstlenmektedir. Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır. Bu besinlerin belirli ölçülerde tüketilmesi hastalıklardan korunmada önemli rol oynamaktadır.

GÜNE İYİ BAŞLANGIÇ İÇİN İYİ BİR KAHVALTI Kahvaltı güne iyi bir başlangıç yapmak ve bağışıklık sisteminin korunması için atlanmaması gereken en önemli öğündür. Sabah kahvaltı yapan çocuk yediklerinden aldığı enerji ile günü daha dirençli, kuvvetli ve konsantre şekilde geçirecektir. Süt, peynir, yumurta çocukların büyüme ve gelişmesinde en iyi kalitede proteinleri içeren besinlerdir. Aynı zamanda içeriğindeki kalsiyum ile çocukların boy gelişimini sağlar. Yağlı tohumlardan olan ceviz, kahvaltılarda olması gereken içeriğindeki yağ asitleri ile beyin gelişimine yardımcı bir besindir. Çocukların kahvaltılarında 2-3 tam ceviz tüketmesini alışkanlık haline getirmek gerekir. Pekmez, bal, fındık ezmesi veya reçel de çocukların günlük enerjilerine katkıda bulunabilecek karbonhidratlı besinlerdir. Bu gıdalar, anemi oluşumunu önler ve konsantrasyonu artırır.
6 ÖĞÜNE TAZE SEBZE VE MEYVE Mevsimine uygun taze sebze ve meyveler günün 6 öğününe dağıtılmalıdır. Çocuklara mutlaka ekmek yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Tahıllı, cevizli ve zeytinli ekmekler de çocukların büyümesine katkı sağlayan lif içeriğine sahip olup sağlıklı seçimler olarak tercih edilebilir. Çocukların ana öğünlerinde et yemesi sağlanmalıdır. Köfte, balık, etli sebze yemekleri ve kurubaklagiller protein ihtiyacı açısından beslenmede olmazsa olmazlardır.
ŞİŞMAN ÇOCUK SAĞLIKLI ÇOCUK DEĞİLDİR Çoğu zaman ebeveynler çocuklarını okula gönderdikleri zaman beslenme konusunda daha rahatladıklarını düşünürler. Oysaki okula başlayan çocuğun dersleri kadar beslenmesi de ailenin denetimi altında olmalıdır. Öğün atlayıp atlamadığı, çıkan yemeklerden ne seçtiği, kantin tüketiminin olup olmadığı, arkadaşlarından etkilenip etkilenmediği, su içip içmediği gibi beslenme ile ilgili tüm ayrıntıların konuşulması gerekmektedir. Özellikle öğle yemeğini okulda alan çocuk, yemek veya çorba dışında makarna, patates veya pilav ile karın doyurmak ister ya da ara öğünlerde meyve, süt veya yoğurt alması gereken çocuklar çoğu zaman hamur işi besinler alır. Dolayısı ile kimi zaman okul beslenmesi çocuklarda gereksiz kilo artışı olarak döner. Unutmamak gerekir ki; şişman çocuk sağlıklı anlamına gelmemektedir.
GEÇ VAKİTTE YENEN PİLAV VE MAKARNA TEMBELLEŞTİRİR Çocuğunuzun geceleri ağır ve yağlı yemek yememesine özen gösterilmelidir. Daha hafif besinler tüketilmelidir. Özellikle fazla yağlı karbonhidratlar (Pilav, makarna, pasta, börek vb.) uyuşukluk halini artırır. Bu durum da çocuğunuzu giderek tembelleştirebilir. Bu yemeklerden mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışılmalıdır. Tüketiliyorsa da akşam saatlerine bırakılmamalıdır.
KIŞ HASTALIKLARININ EN ÖNEMLİ DOĞAL İLACI “SU” Havaların soğuması ile vücut yüzey ısımızın artması için sıvı ihtiyacımız da daha çok artmaktadır. Bu nedenle çocuklarda en az 2 litre su tüketmeleri gerekir. Enfeksiyon hastalıklarında ve ateşli hastalıklarda su doğal ilaçtır. Vücudun detoksifikasyonu; yani arındırılması için ihmal edilmemelidir. Ayran, süt, taze sıkılmış meyve suyu tercih edilmesi gereken sıvılardır. Gazlı, şekerli içecekler, hazır yoğunlaştırılmış şekerli meyve suları, gazozlar mümkün olduğunca az sıklıkta tüketilmelidir.
ARA ÖĞÜNLERDE CEVİZ FINDIK VE BADEM
E vitaminin vücut çalışmasındaki en önemli görevi antioksidan özelliğidir. En zengin kaynakları; fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerdir. Balık, balık yağı, fındık ve cevizde bulunan “Omega-3” yağ asitleri güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir.
ÇİNKO EKSİKLİĞİNE BAĞLI HASTALIKLARA KARŞI ET Vücuda yapılacak çinko desteği fiziksel, nörolojik ve psikolojik gelişmeyi iyileştirir, yaşamı tehdit eden enfeksiyonların sıklığını da azaltır. En iyi kaynakları; kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir. Diğer kaynaklar; fındık, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler, süt, peynir ve kuru baklagiller olarak sayılabilir.
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI BAL Bal, enerji veriminin dışında karasal iklime sahip ve gün içi ısı farkının fazla olduğu bölgelerde soğuğa ve soğuk algınlığına karşı, ağız, boğaz ve bronşlardaki rahatsızlıklarda ve enfeksiyonlarında doğal bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Kahvaltıda veya çocuğunuzun okuldan eve geldiği saatte 1 dilim ekmeğe süreceğiniz 2 tatlı kaşığı bal hastalıksavar etki yapacaktır.”
KIŞ MEYVELERİ VE VİTAMİNLER
Kış aylarının gelmesiyle birlikte soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi hastalıklarda artış olur. Doğanın bize sunduğu kış meyveleri, bağışıklık sistemimizi güçlendiren ve bizi hastalıklardan koruyan antioksidan vitaminler yönünden oldukça zengindir. Bu nedenle günde 3-4 porsiyon farklı renklerde meyve tüketmeye özen göstermeliyiz.
Kış aylarının gelmesiyle birlikte soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi hastalıklarda artış olur. Doğanın bize sunduğu kış meyveleri, bağışıklık sistemimizi güçlendiren ve bizi hastalıklardan koruyan antioksidan vitaminler yönünden oldukça zengindir. Bu nedenle günde 3-4 porsiyon farklı renklerde meyve tüketmeye özen göstermeliyiz.

Kış aylarının en çok tüketilen meyvelerinden portakal, C vitamini yönünden oldukça zengindir. Bağışıklık sistemimizi güçlendirerek bizi hastalıklara karşı korur. Portakal içerdiği A, B1, B2, P vitaminleri, potasyum, kalsiyum ve magnezyum yönünden de zengindir. Kandaki kolesterol seviyesinin düşmesini ve tansiyonun dengelenmesini sağlar. Vücudumuzdaki tüm damarları güçlendirerek kalbi korur. Kanı temizler, uykusuzluğu giderir, cildi güzelleştirir. Hazmı kolaylaştırır. Kanın pıhtılaşmasını engeller ve mide - pankreas kanserini önlemeye yardımcı olur. Yaraların çabuk iyileşmesini sağlar.
Mandalina
Mandalina, zengin C vitamini içeriğiyle, vücudumuzun soğuk algınlığına, nezle ve gribe karşı savunma mekanizmamızı güçlendirir. Ayrıca bazı besinlerden (kurubaklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler vs.) aldığımız aktif olmayan demiri aktif hale getirerek bilişsel performansımızı arttırır. Yüksek orandaki potasyum içeriğiyle yüksek tansiyonu düşürür. LDL kolesterolü (kötü kolesterol) azaltamaya yardımcı olarak kalp hastalıklarından koruyucu özellik gösterir. Kılcal damarlarını güçlendirir ve kan dolaşımını
Greyfurt
Yine C vitamini yönünden zengin olan narenciye grubu meyvelerimizdendir. Soğuk havalarda bizi hastalıklara karşı korur. C vitamini, toksik öğelerin etkisini azaltarak kanserden koruyucu özellik gösterir. A ve B vitaminlerini de içermektedir. Yorgunluğa ve halsizliğe iyi gelir. İçindeki zengin potasyum kaslarımızı güçlendirir ve dolaşım sistemimizi canlandırır.
hızlandırır. Damar sağlığımız açısından oldukça önemlidir.Mandalina, zengin C vitamini içeriğiyle, vücudumuzun soğuk algınlığına, nezle ve gribe karşı savunma mekanizmamızı güçlendirir. Ayrıca bazı besinlerden (kurubaklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler vs.) aldığımız aktif olmayan demiri aktif hale getirerek bilişsel performansımızı arttırır. Yüksek orandaki potasyum içeriğiyle yüksek tansiyonu düşürür. LDL kolesterolü (kötü kolesterol) azaltamaya yardımcı olarak kalp hastalıklarından koruyucu özellik gösterir. Kılcal damarlarını güçlendirir ve kan dolaşımını
Greyfurt
Yine C vitamini yönünden zengin olan narenciye grubu meyvelerimizdendir. Soğuk havalarda bizi hastalıklara karşı korur. C vitamini, toksik öğelerin etkisini azaltarak kanserden koruyucu özellik gösterir. A ve B vitaminlerini de içermektedir. Yorgunluğa ve halsizliğe iyi gelir. İçindeki zengin potasyum kaslarımızı güçlendirir ve dolaşım sistemimizi canlandırır.
Kivi
Kış aylarının en çok sevilen meyvelerinden biri olan kivi, kışla birlikte gelen hastalıklara karşı bizi koruyan vitaminler yönünden oldukça zengindir.. İçeriğindeki en önemli vitaminler, A ve C vitaminleridir. Bir kivideki C vitamini miktarı 2 portakaldaki, 3 mandalinadaki C vitaminine eşdeğerdir. A vitamininin, görme bozuklukları, üreme fonksiyonları ve kemik gelişimine önemli katkıları bulunmaktadır. Ayrıca kivi, kanseri önlemeye yardımcı olur.
Kış aylarının en çok sevilen meyvelerinden biri olan kivi, kışla birlikte gelen hastalıklara karşı bizi koruyan vitaminler yönünden oldukça zengindir.. İçeriğindeki en önemli vitaminler, A ve C vitaminleridir. Bir kivideki C vitamini miktarı 2 portakaldaki, 3 mandalinadaki C vitaminine eşdeğerdir. A vitamininin, görme bozuklukları, üreme fonksiyonları ve kemik gelişimine önemli katkıları bulunmaktadır. Ayrıca kivi, kanseri önlemeye yardımcı olur.
Nar
Antioksidan kapasitesi oldukça zengin olan nar önemli miktarda da potasyum, A, C, B2 vitamini ve niasin içermektedir. İçeriğindeki zengin vitaminler sayesinde bağışıklık sistemimizi güçlendirerek vücudumuzu hastalıklara karşı korur. Kanseri önlemeye yardımcı olur. Narın aynı zamanda kan yapıcı, idrar söktürücü, enerji verici ve tansiyon düşürücü özelliği bulunmaktadır.
Antioksidan kapasitesi oldukça zengin olan nar önemli miktarda da potasyum, A, C, B2 vitamini ve niasin içermektedir. İçeriğindeki zengin vitaminler sayesinde bağışıklık sistemimizi güçlendirerek vücudumuzu hastalıklara karşı korur. Kanseri önlemeye yardımcı olur. Narın aynı zamanda kan yapıcı, idrar söktürücü, enerji verici ve tansiyon düşürücü özelliği bulunmaktadır.
Elma
Elma A, C, E, B1 ve B2 vitaminlerini içerir. Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücut direncini arttırır. Kansere karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. LDL kolesterolü (kötü kolesterol) düşürüp, HDL kolesterolü (iyi kolesterol) ise yükseltmeye yardımcı olur. Mide bağırsak hastalıklarına iyi gelir.
Elma A, C, E, B1 ve B2 vitaminlerini içerir. Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücut direncini arttırır. Kansere karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. LDL kolesterolü (kötü kolesterol) düşürüp, HDL kolesterolü (iyi kolesterol) ise yükseltmeye yardımcı olur. Mide bağırsak hastalıklarına iyi gelir.
ArmutA, B1, B2, C vitamini , bakır ve fosfor içerir. Kan kolesterol seviyesini dengeler. Her iki besin öğesinin de antioksidan etkisi olup vücudu serbest radikallere karşı koruyarak kolon kanseri riskini de azaltmaktadır. Tansiyonu düşürür, kabızlığı ve zihinsel yorgunluğu giderir. Sinirleri kuvvetlendirir , böbrek ve mesane kumlarını döker.
Muz
A, B, C vitamini ve potasyum içerir. Afrodizyak etkisi vardır. İshalde tedavi edici özelliğe sahiptir.
A, B, C vitamini ve potasyum içerir. Afrodizyak etkisi vardır. İshalde tedavi edici özelliğe sahiptir.
Ayva
A, B1, B2, C vitamini içerir. Ağız kokusunu giderir. Kusmayı önler. İshale iyi gelir
A, B1, B2, C vitamini içerir. Ağız kokusunu giderir. Kusmayı önler. İshale iyi gelir
A’DAN Z’YE KIŞ SEBZELERİ VE FAYDALARI
- Bal kabağı: Yüksek A vitamini, fosfor ve kalsiyum içeren bal kabağı sadece tatlılarda değil; çorba ve mezelerde de kullanılmalı. Ayrıca lifli yiyeceklerin sık tüketiminin kolon kanserine karşı koruyucu olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.

- Brüksel lahanası: Kükürtlü sebzeler grubunda olduğu için güçlü bir kanser savaşçısıdır. Az pişirilmesi veya çiğ tüketilmesi gerekir.
- Havuç: A, B1, B2 vitamini ve lif kaynağıdır. Enerji verir. Karaciğerin safra salgılamasına ve kolesterolü dengelemesine yardım eder. Su içeriği yüksek olduğu için şeker hastaları rahatlıkla tüketebilir. Ayrıca mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir. Ancak pişirildikten sonra içindeki maddeler çok kısa bir sürede toksik maddelere dönüşebildiği için hemen tüketilmelidir.
- Ispanak: Demir yönünden zengin olan ıspanak, diğer yapraklı sebzelere nazaran daha çok protein içerir. Tansiyonu düşürür, kan pıhtılaşmasını azaltır. Betakaroten içerdiği için yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkilidir. Bazı mide kanserlerini önlediği ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır.
- Kabak: 100 gram kabak günlük folik asit ihtiyacının dörtte birini karşılayabilir. Haşlanmış kabakta bulunan karoten maddesi etkili bir antioksidandır. Yüksek orandaki potasyum sıvı-tuz dengesini sağlar.
- Karalahana: Kalsiyum, bakır, demir, potasyum ve C vitamini bakımından zengindir; ayrıca kükürt içerir. Çiğ olarak yemek veya sıkarak suyunu içmek daha faydalıdır. Kansızlığı giderir, idrar söktürür. Mide ve bağırsak yaralarını yumuşatır. Kabızlığı giderir. Kandaki şeker miktarını düşürür. Vücudu hastalıklara ve kansere karşı korur. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astımda faydalıdır. Romatizma, siyatik, lumbago ve Apsede yararlıdır. Ses kısıklığını giderir, iştah açar. Ancak guatrı olanlar tüketmemelidir.
- Kereviz: Kükürtlü sebzelerdendir ve kesildikten sonra en kısa sürede tüketilmesi faydalıdır. Sakinleştirici özelliğinin yanı sıra kanı temizler, kilo almayı önler ve böbrekler için çok yararlıdır.
- Kırmızı ve sarı soğan: Sarı ve beyaz olanların besin öğeleri biraz daha yoğun olmasına rağmen her ikisi de güçlü antioksidanlardır. Savunma sistemini güçlendirir. Grip, nezle, astım gibi enfeksiyonlarda sarımsakla birlikte etkin bir role sahiptir. Öksürük söktürücüdür; bronşları temizler. Kemik erimesine iyi gelir. Kandaki şeker seviyesinin düşürülmesine yardımcı olduğu için şeker hastaları tarafından rahatlıkla kullanılabilir. İdrar söktürücüdür. Böbreklerde biriken kum ve taşların dökülmesine yardımcı olarak böbrek ağrısını dindirir. Egzama ve diğer cilt hastalıklarında kullanılır. Kalp damar sağlığı açısından faydalıdır. Çiğ olarak tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı artırır. Ancak mide rahatsızlığı olanlar çiğ olarak tüketmemelidir. Kırmızı soğan sigara içenlerde biriken nikotinin vücuttan atılmasında önemli bir role sahiptir. Kanda yükselmiş olan lipit miktarını düşürür. Safrayı incelterek, karaciğerin rahat çalışmasını sağlar.
- Lahana: Yaşlanmayı önleyici mineral olarak kabul edilen selenyum sağlıklı bir cilt verir. Mide ve yemek borusu kanseri tehlikesini azaltır. Sadece lahana çeşitlerinde bulunan U vitamini, mide ve bağırsakların iç yüzeyini koruyor, oralardaki yaraların iyileşmesini sağlıyor.
- Marul: Su içeriği yüzde 95 civarındadır. A vitamini içerir.
- Mantar: Yüksek enerji, potasyum ve protein içerir. Yağ oranı çok düşüktür.
- Maydanoz: İdrar söktürücü olan maydanoz C vitamini açısından çok zengindir. Aynı zamanda A vitamini ve potasyum için iyi bir kaynaktır. Taze tüketilmesi, pişmiş haline göre daha besleyici olmakla birlikte, ödem atıcı olarak, kaynatılıp suyu içilebilir. Yüksek tansiyonu düşürür, kalbin yorulmasını önler, kansızlığı giderir, safra akışını kolaylaştırır. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Böbrek iltihabı olanlar maydanoz yememelidir.
- Patates: Yüksek miktarda nişasta, B ve C vitamini içermesine rağmen, pişirme esnasında ciddi kayıplara uğrar. Aynı zamanda sinir sisteminin düzenli çalışmasını engelleyen bazı toksik maddeler de içerir ve bu toksik maddeler ancak çok iyi pişirildiğinde etkisiz hale gelir. Bu yüzden patatesin çok iyi pişirilmesi de gerekir. Kabuğunun çok ince soyulması vitamin kaybını azaltmak için çok önemlidir. Beyindeki serotonin adlı kimyasal maddenin kendisini yenilemesini sağlar. Antioksidanlar yönünden çok zengindir. Kandaki şeker seviyesini düşürerek kanı temizlediği için şeker hastaları rahatlıkla tüketebilir. Susuzluğu ve karaciğer şişliklerini giderir. Ser bir şey yutulduğunda yabancı maddenin zarar vermeden çıkmasını sağlar. El ve ayak çatlaklarında faydalıdır.
- Rezene: Uçucu yağlar içerdiğinden kaynatılması yerine sıcak suda bekletilmesi tercih edilmelidir. Anne sütünü artırma konusunda önemli yardımcılardan biridir. Kalsiyum, potasyum gibi minerallerin yanı sıra B vitamini de içerir. Vücut direncini artırır. Düzenli kullanıldığında kolesterolü düşürür.
- Salatalık: Cilt bakımının vazgeçilmez ürünlerinden biri olan ve kükürt içeren salatalık; vücudun enfeksiyonlara karşı dayanıklılığını artırmasının yanı sıra kolesterolü düşürür. Kasları gençleştirerek; deri hücrelerine elastikiyet verir. Hassas ciltlerde meydana gelen kaşıntı, pullanma ve gerginliği önler. Kabızlığı önler, böbrek ve kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun atılmasına yardımcıdır.
- Sarımsak: Enerji verir. Kükürt ve sülfürden zengin olduğu için güçlü bir kanser savaşçısıdır. A, B, C, P vitaminleri içerir. Yüksek tansiyonu düşürür. Kanı temizler. İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Kabızlığı giderir. Romatizma ve eklem iltihaplarında yararlıdır.
- Şalgam: Kalsiyum, demir ve magnezyumdan zengindir. A, C ve B vitamini içerir. Kalsiyum, potasyum ve demir içerir. Kemik ve dişleri güçlendirir. Daha çok suyu tüketilir. İştahı açar. Vücuttaki toksinleri atmak için hem yenmesi hem de suyunun tüketilmesi oldukça sağlıklıdır. Mide ve karaciğere faydalıdır.
- Tere: Yapısındaki madeni tuzlar ve vitaminler sayesinde, kani mikroplardan temizler, hastalıklara karşı direncimizi artırır. Böbrek taşlarını eriterek düşmesini kolaylaştırır. Kandaki şeker oranını düşürür. Güç vericidir, dermansızlık ve halsizliğe iyi gelir.
- Turp: Özellikle siyah turp, çok daha yüksek miktarda besin öğesi içerir ve böbrekler için yararlıdır. Potasyum için iyi bir kaynaktır. Halsizliğe iyi gelir. Tokluk hissi sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının giderilmesinde iyi bir yardımcıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder